SUNUŞ
Son yıllarda erken çocukluk eğitiminin gelişmesi açısından önemli çalışmalar
yapılmakta, yaygınlaştırma konusunda hızlı ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu niceliksel
iyileştirmelere paralel olarak, erken çocukluk eğitiminin niteliğini de sorgulamalıyız.
Niteliği etkileyen bileşenler ise personel, yönetişim ve program kalitesidir.
Bu alanda yapılan çalışmalar, nitelikli bir programın; çocuğun bütüncül gelişimi,
etkin öğrenme ve değerlendirme yöntemleri, sosyal çevre ve kültürel özellikleri
dikkate alan programlar olduğunu göstermektedir.
Erken Çocukluk Eğitimi programları, doğumdan sekiz yaşa kadar olan çocukların
gelişimi, öğrenmesi ve sağlığı ile ilgili bilgilerimizi bütünleştirerek eğitim hizmeti
vermeyi gerektirmektedir. Bu nedenle erken çocukluk eğitimi felsefe, sosyoloji,
psikoloji, tıp, biyoloji gibi bir çok alandaki çocukluk dönemi ile ilgili kuram ve araştırmalardan
da yaralanan ve bu disiplinleri bütünleştiren bir alandır.
Erken çocukluk eğitim programları, tarihsel bir süreçte ele alındığında ülke politikaları,
toplumsal sistemler ve bilimsel gelişmelere paralel olarak değişim göstermiştir.
Çocuğun gelişim ve öğrenmesini temel alan kuramsal yaklaşımlar, programların
felsefesini şekillendirmiştir. Bu program felsefesi geliştirilen programların;
çocuğun bütüncül gelişimi, aile ile etkileşimi, bireysel gelişim gereksinimleri, öğrenme
yöntemleri, etkin öğrenme, öğrenme ortamı vb. odak noktalarının belirlenmesinde
rehber olmuşlardır. Eğitimsel yaklaşımlar paralelinde programların yapısı
da değişim göstermiş, yapılandırılmış programlardan yapılandırılmamış programlara
doğru bir yönelim olmuştur.
Bu kitapta dünyanın farklı ülkelerinde geliştirilmiş program ve yaklaşımlara yer
verilecektir. Bu program ve yaklaşımlardan bazıları kuramsal düzeyde kalırken,
uygulama, değerlendirme ve izleme aşamalarını tamamlamışlardır. Bu çalışmalar kitapta
tarihsel gelişim süreci paralelinde yer almışlardır.
Bu kitabın amacı, erken çocukluk eğitimci adaylarına, eğitimcilere ve araştırmacılara
program yaklaşım ve modellerini tanıtmaktır. Bu konuda dünyadaki uygulamalar
ve deneyimleri nesnel ölçütlere uygun olarak aktarmaktır. Her bir programın,
ülkemiz için benimsenebilecek, uygulamaya taşınabilecek yönleri olduğu gibi eleştirilebilecek
yönleri de bulunmaktadır. Bu bağlamda, editör ve yazarların asıl amacı;
ülkemiz çocukları için geçerli olabilecek programların, kitapta sunulan deneyimlerden
hareketle ve eklektik bir yaklaşımla geliştirilmesine katkıda bulunmaktır.
Bu çalışmada, sürekli işbirliği içinde olan çalışma arkadaşlarım, değerli yazarlara
ve tüm emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Z. Fulya TEMEL